Peynir Tarihçesi

TESADÜFEN DOĞAN BİR LEZZETİN ÖYKÜSÜ

“Peynirin nasıl ortaya çıktığını kimse bilmese de yaklaşık 4000 yıllık bir tarihi olduğu varsayılır.“

 

Kulaktan kulağa yayılmış, dillere destan efsanesi ise şöyle; çölde bir günlük yolculuğa çıkan bir tüccar, yanına azık olarak süt almış. Taşırken kolaylık olsun diye, sütü koyunun midesinden yapılmış bir kesenin içine dökmüş. Çölün ortasında geceyi geçirmek zorunda kalan tüccar, keseyi açtığında sütün çöl sıcağında ısındığını, lor(peynir) ve peynir altı suyu olarak ikiye ayrıldığını görmüş. Çok susayan bu kişi, peynir altı suyunu içerek susuzluğunu dindirmiş, geriye kalan lorla da açlığını bastıracağı sırada, yediği şeyin tadı karşısında büyülenmiş.

Büyülenerek keşfettiği bu lezzetin sırrını yerel halkla paylaşmış ve lezzet günden güne büyüyerek sınırlarını aşmış.

 

Bu efsaneden çok sonra; Avrupa’ya gelen Asyalı gezginlerin, peynir yapımı sanatı hakkındaki bilgilerini Avrupalılara aktardıklarına inanılır.

Orta Çağ döneminde ise; Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün sonrasında, Avrupa manastırlarındaki keşişler, peynir yapımını sürdürüp geliştirdiler. Gorgonzola, MS 879'da İtalya'nın Po Vadisi'nde üretildi ve İtalya, 10. Yüzyılda Avrupa'nın peynir yapım merkezi haline gelmiş oldu. Fransa’nın Conques kentindeki manastırının 1070 yılındaki eski kayıtlarında ise, Roquefort'tan söz edildiği görüldü.

 

Eski çağdan, günümüze gelen ve ana malzemesi; süt, tuz ve peynir mayası olmasına rağmen; yapı, tat ve lezzet olarak sonsuz sayıda değişiklik gösteren peynir; aynı türde olmasına rağmen üretildiği bölgede bile farklılıklar göstermesi (su, toprak, hava koşulları, peyniri yapan kişi), sütün bekleme süresine göre çeşitlere ayrılması, toplumların damak zevklerine göre şekillenmesi gibi özellikleriyle, toplumun yeme – içme alışkanlıklarını şekillendiren bir kültür değeri haline gelmiştir.

 

Peynir; yaşam ve insanlık var oldukça, devam edecek ve her ne kadar yenileşim ve değişikliklere uğrasa da varlığını sürdürecektir.

TESADÜFEN DOĞAN BİR LEZZETİN ÖYKÜSÜ